14 Nisan 2018 Cumartesi

CARPE DİEM







Çabuk geçen hayata çok kaptırıyoruz kendimizi. 
Bazen sevdiklerimizi, yapmak istediklerimizi erteliyoruz ya da es geçiyoruz.
Hatta bazı zamanlar günler öncesinden planlar yapıyoruz. Evdeki hesap çarşıya uymuyor ve günler öncesinden yapılan planlar iptal edilebiliyor.

Zaman, bedava olsa da çabuk tüketilen bir şey. Dün bir kısa film izledim. 5 dakikalık animasyon bir filmdi. Zaman kavramını bir insanın penceresinden ele alıyor. 

İş sabahına alarmla başlayan günler. Her gün bir önceki günle aynı. Tekrar edilen sabah rutinleri gösteriliyor filmde. Karakter, hayatını dakikalara göre yaşıyor adeta. Evinin içerisi bir sürü saatlerle dolu. Zamana karşı takıntılı. 

Hayatımız çok yoğun geçebilir. Ama bu demek değildir ki biz de bu yoğunluğun içinde kaybolup gidelim. Etrafımızdaki güzellikleri onlar yitip gitmeden fark edelim. Onlara değer verelim. Kısaca, anı yaşayalım.

8 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Evet Merve, arada izlemek de güzel oluyor böyle kısa filmleri. :)

      Sil
  2. Bir hiçlik uğruna hayatın tüm güzelliklerini kaçırıyoruz bazen gerçekten... Ana tema bu konuda tek kelimeyle ha-ri-ka!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle Melissa. Biraz durup nefes alsak ve etraftaki güzellikleri görsek, şükretsek ne güzel olur. :)

      Sil
  3. Tefekkür ve şükür birbirini tamamlayan iki kavram. Hayatta iken, hayat ötesini anlamak, sonsuzsul bestesinde yaşamak gibidir. Zamanın ve mekanın değeri inanç ve umutla doğru orantılıdır.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar yazınız gayet başarılı bu arada blog dünyasında yeniyim hepinizi davet edip bloglarıma bakmanızı rica ederim. Bu arada sizi GFC den takibe aldım banada beklerim.
    cagdasipekk.blogspot.com

    YanıtlaSil

 

BİRPEMBESEVER