27 Şubat 2017 Pazartesi

BÜYÜK GÜN




Bugün Sirkeci'ye geçtim. Pek sevmem orayı neden bilmiyorum. Ama gittiğim kartpostalcı dükkanı da orada yer alıyor,ondan da vazgeçmem😇

Malezya'daki arkadaşım Nana'ya bugün bir hediye gönderdim. Aslında ismi Nana değil. İsminin dışında kendisinin çağrıldığı ad buymuş,yani kısaca göbek ismi sanırım😊. Neyse sonra Sirkeci'de işim vardı bende hazır oradayken Ptt'den hediyesini gönderdim ve kendisine haber verdim. Çok mutlu oldu ve bende mutlu oldum. Ulaşmasını sabırsızlıkla bekliyorum *-*

Az önce formasyondan geldim. Neyse ki bugün iki dersten muafım😏😎

Yarın lise stajım var. Lise ortamına girmeyeli bayaa bi uzun zaman oldu. Güzel geçsin lütfenn😇

Daha fazla düşünmeden bunu ben blog okumaya başlayayım yoksa çıkamayacağım içinden T.T





26 Şubat 2017 Pazar

MEKTUPLAŞMAK MI?



Kendinize bir mektup arkadaşı edinin.

İstersen Türkiye'nin bir şehrinden olsun istersen dünyanın başka bir ülkesinden.

Ben başka bir dil bilmiyorum demeyin. Zamanla yaza yaza,konuşa konuşa inanın üstesinden gelebiliyorsunuz.

İçinde bulunduğumuz bu çağda hemen hemen her şey artık internet ortamında yapılmakta. 

Mektuplaşmak. Unutulmuş bir şey. Masana oturup bir kağıt kalem alıp ne yazacağını düşünmek ve bu düşünceleri kağıda kaleminle buluşturup satırlara dökmek.. Şu an da sahip olduğum hazinem mektuplarım,kartpostallarım hatırladığım anılarla birlikte. 

Bir mektup kağıdı mutlu eder mi insanı? Altı üstü bir kağıt parçası işte! Bana göre mutlu olmaktan da öte bir duygu bu. Başka birine ulaşan mektubumla o kişinin yüzündeki tebessüm olmak. 


Bazen düşünüyorum da çok çook eski dönemlerde yaşasaymışım ortama ayak uydururmuşum gibi geliyor bana. Telefonun bile olmadığı bir dönemde sadece mektuplaşmak. Düşünsenize.. 







ERGUVAN,SAKURAYA RAKİP ÇIKTI




Herkese bol güneşli pazarlar!!😏💫

Gazete küpüründe görüp dikkatimi çeken bir şeyi sizinle de paylaşmak istedim. Ve açıkçası beni meraklandırdı bi o kadar da sevindirdi😇.

Haberin ismi şuydu:'' Erguvan,sakuraya rakip çıktı.'' 

Erguvan'ın İstanbul'un en güzel simgelerinden biri olduğunu biliriz. Baharın müjdecisi. Görüntüsüyle,kokusuyla ve rengiyle eşsiz bir büyüye sahip. Erguvanlar birkaç haftalığına açıp sonra da gözden kaybolurlar😞. Bu kadar beğenilmesinin ve sevilmesinin nedeni birazcıkta nazlı oluverişi sanırım,sadece birkaç haftacık kalıyor😃😂.




Sakura. Japonya'yı simgeleyen en önemli şeylerden sadece biridir. Diğer bir değişle de kiraz çiçeği denilmekte. Benim bizzat görme şansım oldu. Biri Balta Limanı'nda bulunan Japon Bahçesi'nde, diğeriyse Botanik Bahçe'deydi. Aslında bildiğimiz kiraz çiçekleri gibi değiller çünkü sakuralar açıyor ve meyve vermiyorlar. Pespembe renkleriyle sizi içine çekiyor,izledikçe izleyesiniz geliyor. Sakuraların kokuları da yoktur. Evet bu beni hayalkırıklığına uğratmıştı.

Gazetedeki haberde ise Erguvanlar'ın Japonya'da dikilip oradaki ziyaretçilere sunulacağından bahsediyordu.Bana kalırsa Erguvanlar açtığında kokularıyla onları büyüleyecek ve her yere dikmek isteyecekler😁. Japon Bahçesi'nde geçen yıl çekmiş olduğum resimlerle yazımı bitireyim öyleyse.💜

Sevgiyle kalın.




25 Şubat 2017 Cumartesi

KORE'DEN DOĞUM GÜNÜ KARTI GELDİ !!



Merhabalar,  sizlere güzel mi güzel bir haberim var 😊.

Blogumu takip eden ve beni tanıyan kişiler mektuplaşmayı ve kartpostallaşmayı sevdiğimi iyi bilirler😍. Güney Koreli arkadaşım pek inci fikirli ve düşüncelidir😇. Birbirimize mektup gönderdiğimizde bununla birlikte ufak birlikte yanına ufak şeyler de ekler ve göndermiş oluruz.


Arkadaşım da doğum günümde bana  mesaj atıp hediye göndereceğini söylemişti.Doğum günüm geçeli baya oldu ve bu konuşma da baya önceden gerçekleşmişti.) Ama bu hediye gönderisinin birazcık aksayacağını da belirtmişti. Kendisi kısa bir yurt dışı seyehati yapacaktı. Bende bu aksamanın bir problem olmayacağını ve gezisinin keyfini güzelce çıkartmasını söylemiştim. 

Hediyesinden önce göndermiş olduğu bir kartpostal ulaştı elime ondan.🙈

Benim için de sürpriz olmuş oldu😇. 

Mutlu haftasonları!!


23 Şubat 2017 Perşembe

NE DESEM BİLMİYORUM




Bugüne çok başka başlamıştım.Ama ne yazık ki işler pek de istediğim gibi gitmedi. 🙊

Sabahleyin Tüyap'a o çok beklediğim kırtasiye fuarına gitmek için yola koyulduk. Uzun bi yolculuğumuzun ardından Tüyap'a vardık ve fuarın girişine geldi. 4-5 kişinin gişelerde oturduğunu ve üst kısımlarında bulunan afişlerde giriş biletleri için bilet/ticket 30 lira ibaresini gördüm ve ilk şaşırışım burada gerçekleşti. kendi kendime nasıl ücretli olur dedim çünkü kendimce bi plan yapıp oraya gittiğimde dolu dolu kırtasiye alışverişi yapacağımı hayal etmiştim. Neyse sonra gişeye girip afişlerinizde ücretli olacağı hakkında bir bilgilendirmede bulunmadıklarını ve bunun sebebini sordum. Onlarda eğer online başvuru yaparsak girişin ücretsiz olabileceğini söylediler. Madem öyle neden ücret de ödeniyor orası ayrı bi muamma?? Sonra online kayıt işlemi sırasında şirket bilgilerinize kadar her şeyi sorduklarını görünce tekrar yetkili elemana sorduk ve kafanıza göre doldurabilirsiniz hatta sallayın ifadesini kullandı, ve bizde fuarı gezmek için doldurduk. Online kayıtların ardından biletlerimizi alıp fuara girdik.

 Fuarı gezinmeye başlayınca bildiğimiz fuar havasının dışında bir yer olduğunu hemen kestirdim. Herhangi bir kırtasiye ürününün üzerinde hiçbir fiyat ibaresi göremeyince yetkili birine burada satışların olup olmadığı sorusunu yönelttim. O da bu fuarın toptancılar ve parekenciler için olduğunu söyleyince ister istemez biraz sinirlendim. Gerçekten büyük bir hayal kırıklığıydı. İster istemez şunu da dedim madem toptancılar için bir fuar bunu afişiniz de belirtin. 

Böyle olunca bizde geri döndük ve Çemberlitaş'a geçtik. Günüm kötü bir şanssızlıkla başlamış olsa da çok güzel bir gün geçirdim çok şükür. Yaptığım gezileri de paylaşacağım😇.

Mutlu akşamlar!😊


22 Şubat 2017 Çarşamba

HEIDI OLMAK




Çocukluğumm derim her heidi'yi gördüğümde. Nedense bana hep çocukluğumu,çocuk olduğumu hatırlatır. Küçükken hiç bıkmadan usanmadan izlerdim tekrarı bile olsaydı. Hiç kaçırmazdım yani.😍😉 

Nedendir bilmem ama küçükken kendimi heidi sanırdım.😂 Çocuktum işte.🙈 Aslında kim sanmak istemez ki. Günümüze bakınca hiçbir şeyin doğal olmadığı bir ortamda yaşayan bizler, heidi'nin dağın eteklerinde mutlu bir yaşam sürdüğü dedesinin evinde geçirdiği zamanlara kim imrenmez ki. Şahsen,ben isterdim. Heidi'nin yerinde olmak değil de onun çizgi film de yaşamış olduğu, doğal bi o kadar da güzel ortam da yaşlanabilmeyi,hayatımı sürdürmeyi. Ne hayat koşuşturması vaar ne trafik ne de gereksiz insan kalabalığı gürültüsüü..Anlayacağınız saymakla bitmeyen bir çok şey.)


İtiraf etmeliyim ki en çokta heidi'nin her bölümünde farklı farklı kıyafetler giymesini ve beni öyle karşılamasını beklerdim çizgi filminde.😅 Ama hüsrana uğrardım ve içten içe de hep merak ederdim,neden başka kıyafeti yok diye😅. Çocukluk.🙈 




20 Şubat 2017 Pazartesi

YAĞMURLU PAZARTESİ





Bu pazartesi yağmurlu bir haftaya başlamış olduk bugünle birlikte. Sabahki dersim için yine yola koyuldum ve okula gittim ve bir müddet sonra dersimiz iptal oldu. Bende sabah sabah Avm de dolaştım😂. Biraz gezindikten sonra yemek yemeye Üsküdar'a  geçtim ve yemeğimizi yedik. 

Yağmur bardaktan boşalırcasına hiç durmadan yağdı yağdı. Eskiden yağmurlu havaları pek sevmezdim,yani pek aram olmazdı. Sonra bir gün karar verdim ve yağmurlu havayı sevmeye başladım, bugün anladım ki alışmışım🙈.

 Öğle yemeğinden sonra biraz yürüdük ve ardından Payedar'a gitmeye karar verdik. Payedar çok sevdiğim bir mekan. Mihrimah Sultan Camiisi'nin yanında yer alıyor ve aynı zamanda karşı yakayı da seyre koyulmanız mümkün oluyor. Ben öyle her mekanın kahvesini beğenerek içebilen biri olamadım hiçbir zaman. Kahve takıntım var birazcık sanırım😔😄. Burada kahveler eşliğindeki sohbetimizin ardından bana formasyon yolları gözüktü tabii😂😁

Formasyon derslerim bitti ve sonunda buradayım😊 Şimdi kimlerr bugün blog yazmış okuyalım😇. Benim günüm böyleydi,yağmurlu bir gündü ve çok güzeldi çok şükür.




19 Şubat 2017 Pazar

NEDEN BLOG YAZIYORUM?




Bu akşam sizlere neden blog açtığıma ve niye yazdığıma dair ufak bir paylaşım yapmak istedim. Öncelikle kız kardeşimin blog açmamda büyük bir katkı payı var. 😇 Yurtdışından arkadaşlar edinip, onlarla kartpostallaşmam ve mektuplaşmaya başlamam gibi.😍 Evet bu iki düşünceye onun sayesinde ve beni teşvik etmesiyle başlamış oldum. 🙈


2015 yılının aralık ayında ilk blog yazımı yazmıştım. Kartpostallarımla ilgili bir yazıydı. Çok heyecan verici bir duyguydu hala daha her blog yazışımda öyle bir duygu oluyor içimde.🙈😍 Blogum da her yeni yazı paylaşmamla birlikte dünyanın neresinden olursa olsun yazılarımın okunması ve beğenilmesi gerçekten güzel bir duygu. Tabii en önemlisi benim blog yazmayı sevmem ve ilgilendiğim şeyleri burada sizlerle kendi fikirlerim altında paylaşıyor olmam. Bazı zamanlarda kelimelere döküp söyleyemediğim şeyleri bu blogda yazıya döküyorum. Bazen en mutlu anlarımı bazense kötü geçen bir günümün kapılarını bu blogda açıyorum sizlere. Ama inşallah hep mutlu günlerimiz olur da onları paylaşırız burada.😊😃


Blogumu ilk açtıktan kısa bir süre sonra ara vermiştim yazmaya. Bu yılla birlikte geri döndüm ve işte birpembesever yeniden onun pembe bi o kadar da keyifli blogunda. 😉 Zamanım yettiğince buralarda olacağım inşallah. Çünkü anladım ki seviyorum burda olmayı,sizlerle bir şeyler paylaşıyor olmayı. Ve en güzeli de bloglar sayesinde hiç tanımasam da bir kere bile yüz yüze gelmiş olmasak da birçok blog arkadaşlıkları edindim ve onların her blogunu heyecanla ve merakla okudum,okuyorum.


Birpembesever mutlu akşamlar dilerr!



18 Şubat 2017 Cumartesi

GÜNÜMÜZÜN HASTALIĞI




Böyle bir yazı yazacağım hakkında bir plan yapmamıştım aslında. Bir blog defteri tutarım ve blogumda paylaşmayı düşündüğüm şeyleri kısa kısa not alırım öncesinden. Bu yazacağım yazı da birden geliverdi işte aklıma ve şimdi yazıya dökmek istedim. 


Günümüzün hastalığı dedim. Evet insanların büyük bir çoğunluğu bu hastalığa yakalanmış olarak gözüküyor benim gözlerimde. Neden mi? Çünkü hemen hemen 7'den 70'e herkesin bir sosyal medya hesabı bulunmakta. Bu hesaplarda insanlar kendi hayatlarına dair resimlerle paylaşımlar da bulunuyorlar. Elbette bu hesapların çoğu bir fotoğraf paylaşmak için var. Ama değinmek istediğim bu insanlar sanki sosyal medya hesaplarının köleleri olmuş durumdalar. ONLAR efendi insanlar ise KÖLE. İnsanların kendi hayatından hep iyi karelerini gösterdiği sanki yaşamda hiçbir zorluk ya da sıkıntı yokmuş gibi vurdumduymaz yaşamaları. Ya da bu tiplemede ki insanların birbirlerinin egolarını karşılıklı olarak besledikleri gerçeği göz ardı edilemez. Bir de işin içine gösteriş giriyor tabii. Adeta at yarışındaymış gibi bu insanlar birbirleriyle neyi, kim için yarıştırıyorlar orası muamma.. Ben bu tip insanlarda hep bir şeylerin eksik olduğunu düşünürüm. Karakter ve kişilik. Gerçekten mühim şeyler.


Birpembesever'den mutlu akşamlar😇



MİM - KOLEKSİYON




Yeni bir mimle karşınızdayım ve üstelik çokta güzel bir konuya sahip bir mim😍. İlk gördüğümde bu mim tam benlik dedirtti bana😊. O halde başlayalımm😇. Bu arada bu mimi yapmayan herkes yapsınn diyorum şimdiden. Çünkü benim gibi koleksiyon severleri merak etmeye başladımm🙈.



🔵Koleksiyon düşüncesi sizin için sadece bir nostalji mi yoksa tutku mu?

Koleksiyon düşüncesi bana nostaljiyi çağrıştırıyor. Ama benim için koleksiyon bir tutku olmuş durumda diyebilirim. Beni eskilere götürmesinin sebebi günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir çok şeyin saklanması ve hatırlatılması. İleri boyutta bir koleksiyoncu olduğumu da söyleyemem. Aşırıya kaçmışlığın dışında görüyorum kendimi, koleksiyon yaptığım şeyleri düşününce. Koleksiyonunu yaptığınız şeylere baktıkça mutluluk hissetmek ve bunu severek yapmanın en önemlisi olduğunu düşünüyorum.



🔵Koleksiyon yapıyor musunuz? Yapıyorsanız neler? Yapmıyorsanız ne koleksiyonları yapmak isterdiniz?

İştee en sevdiğim kısımda burası😍😃. Evet bir koleksiyonum var. Bir demeyelim de birden fazla koleksiyonunu yaptığım şeyler mevcut. Bunlardan ilki mektuplaşmayı seven biri olarak elbette mektup olmalı. Farklı ülkelerden farklı hikayeleri içerisinde taşıyan mektuplara sahibim. İkinci olarak sevdiğim şey: tabii ki kartpostallaşmak. 25 ya da 30'a yakın ülkeden sayısını bilmediğim kartpostala sahibim. O kadar mektup ve kartpostal dediik pulsuz olmaz kii. Ne kadar pula sahibim onu da bilmiyorum. Saymaya üşendiğim kadar fazla olduğunu biliyorum 😒😂. Bir gün blogumda paylaşmak dileğiyle o zaman *-*) Son olarak da sticker ve defterlere olan bir tutkum bulunmakta. Aslında ayrım yapmak istemiyorum tüm kırtasiye ürünlerini seviyoruumm😍😍.


17 Şubat 2017 Cuma

BİR HAFTA DAHA BİTERKEN




Havaların birazcık ısınmasıyla baharı özlediğimi ve çiçeklerin açması için de sabırsızlandığımı fark etmiş oldum bugün.😊 Herkese Birpembesever'den merhabalar!! 😇


Bugün sabah erkenden yola koyuldum okula gitmek için. İki tane dersim vardı. Biri çocuk hakları ve koruma, diğeriyse çocuklarda ruh sağlığı ve uyum bozuklukları dersiydi. Bu iki dersle bu dönem tanışmış oldum. Yine birçok şey öğrendim. Ve bir kez daha anladım ki çok güzel ve doğru bir bölüm seçmişim. Çünkü çocuklar yaşamımızın her yerinde ve her alanında bulunmaktalar. Ve her çocuk bir toplumun geleceğindeki yapı taşlarını oluşturmaktadırlar.


 Derslerim bittikten sonra Capitol'e uğradık arkadaşlarımla. Birkaç mağaza gezindikten sonra D&R 'ye girdik. Burası bana göre kendine has bir ütopya gibi .😂 Yine biir sürü kırtasiye ürünü ve benn 🙈 . Ama bir şey almadım çünküü kendimi büyüük kırtasiye fuarına saklıyorum da 😇😂 Bu arada son 5 gün kalmış bu güzel fuara.🙊 Merak merak merakk😍🙈🙈

Şimdiden mutlu haftasonlarıı! 🙆


14 Şubat 2017 Salı

BİR GÜNÜM




Çok güzel bir güneş var dışarıda ama bu sizi yanıltmasın . Bildiğiniz çok sert bi hava karşılıyor sizi. Dondum tabirini burada tam yerinde kullanabilirim😖. 


Bugün stajım vardı. Yeni bir yer yeni insanlar nasıl bir ortam diye düşünüp durdum bi kaç gün. Heyecanımla birlikte endişelerim de vardı elbette. Ama bugün gittiğimde çok güzel bir ortamla ve insanlarla karşılaştım ve iyi bir yere denk geldiğim için şükrettim 😇 . Çünkü staj yeri ayarlama işi biraz meşakkatli diyebilirim. Bu hafta ikinci okulum da hangi lise de staj yapacağımız hakkında bildiri yapacakmış. İnşallah orası da bugünkü gibi güzel bir yer olur.

Şu sıralar bir sürü şey yapmak istiyorum ama zaman bir tek bana mı yetmiyor bilmiyorum 😯.  




Her şey gönlünüzce olsun sevgiyle kalınn..

12 Şubat 2017 Pazar

BU CANAVARLAR ÇOK SEVİMLİ!! 😺




Çocukluğum da canavar diyince aklıma, her çocuk gibi  en ürkütücü en korkunç şeyleri hayal etmek gelirdi. Tabii yaş ilerledikçe bu canavar olgusu zihnimdeki korkutucu yerini sadece bir tebessüme bırakıverdi😇.

Zaman zaman gülümseyerek izlediğim bir animasyon filmiyle karşınızdayımm😊. Aslında bu filmdeki bazı korkunç tiplemede ki canavarlar  dışında sevimli canavarlar da mevcut. Bunlar şüphesiz ki Sully ve Mike . 








Sevimli Canavarlar filmini bilmeyeniniz ya da hiç karşılaşmayanınız yoktur diye tahmin ediyorum🙈. Bugün bahsedeceğim filmse Sevimli Canavarlar filminin serisi olmasa da yine o filmde ki Sully ve Mike'ın bir canavar üniversitesinde tanışmalarını, yakın bir dost olma hikayesini ve bununla birlikte elbette maceralarını ele almakta. Tek solukta izleyebileceğiniz bir film😏.
 Filmimizin adı ''Sevimli Canavarlar Üniversitesi''





 Çok sevimli olan Mike'ın canavarlar üniversitesine katılıp ürkütücü bir canavar olma çabasını bize filmde gösterir. 





Bana kalırsa tüm canavarlar sevimli kalsalar daha güzel oluur😇.



MİM - İSİM MİMİ / BLOG İSMİM NEREDEN GELİYOR?




Bu aralar takip ettiğim blogger arkadaşlarımın sitelerinde çok keyifli mimler okumaktayım. Bunlardan bir tanesi de geçenlerde SADE ve DERİN 'in yapmış olduğu isim mimini beğenerek okumuş olmamdı. Blog sahiplerinin isimlerinin sahip olduğu hikayeleri kendimce merak edip dururdum hep. İşte bu mim de tam da benim gibi blog isimlerinin bulunma hikayesini merak edenlere göre olmuş 😍. O halde bu güzel mime başlayalım şimdii 😉.


Blog ismim belli olduğu üzere Birpembesever. Kendimi bildim bileli pembe rengini çook sevmişimdir. Aslında hemen hemen her kız çocuğuna en sevdiğin renk ne diye sorulduğunda pembe cevabını alırsınız. Belki bu cevap ileri ki yaşlarda değişir değişmez,bilinmez. Ama benim için bu değişmedi değişmez de🙈 . Her insanın karakterini ya da ruhunu yansıttığını düşündüğü bir renk vardır herhalde. Pembe renginin de benim kişiliğim ya da yaşamımdan ufak tefek ipuçları verdiğini düşünmekteyim. 


 Blogumu açmadan önce ana temasını kurmuştum. En sevdiğim,ilgi alanıma giren şeyleri paylaşacağım bir ortamın olmasıyla paylaşımlarımı birçok insana sunmak olacaktı ama en önemlisi beni anlatabilecek bir isim bulmaktı tabii😊😂 . Öncelikle blog açmaya karar verdiğimde alışılagelmişin dışında değişik değişik isimler yazdım karaladım kendimce. Sonra kendime dedim ki, ''Tuğçe en sevdiğin şeylerden bir tanesi de pembe rengine olan tutkun,neden blogunun ismine de bunu katmıyorsun?? '' Sonrasında pembe üzerine yoğunlaştım durdum. Ve ortaya blogumdaki mevcut isim çıkmış oldu.

Bu mimi yapmayan herkes mimlendi!! Sizlerin blog isminizin hikayeleri neler merak ediyoruumm🙈.




10 Şubat 2017 Cuma

MİM - ''REKLAMLARDAKİ GİBİ OLMAYAN ŞEYLER''



Herkese en güzelinden mutlu günler 😊


Bugün çok güzel bir mim paylaşacağım sizlerle😇  Bir o kadar ilginç bir  o kadar da keyifli bir yazı olacağa benziyor şimdiden😵 Bloglarını pek severek okuduğum ANNESİ'NİN PRENSES'İ , beni de bu güzel mimine mimlemiş,teşekkür ederimm🙈😍 Onun yazdığı mim'i de merak edenler tıklasınn!😊


Bu mim'in konusu: reklamlardaki gibi olmayan şeyler. Aslında bu mim'i ilk gördüğümde aklıma nedendir bilmem ama magnum reklamı geldi😂 Pek meşhur dondurmanın çıkarttığı sesi hepimiz reklamlardan gördüğümüz kadarıyla bilmekteyiz. Eminim elinize bir magnum alıp  o sesi denemeyeniniz yoktur içinizde🙈. Ben denemiştim🙊  Yalnız dondurma reklamı demişken bademli magnum  derim son noktamı koyarım😎.





BU GÜZEL MİM'E MİMLENDİNİZZ!! *-*









8 Şubat 2017 Çarşamba

KISA BİR SOHBET ^-^



Evet bilindiği üzere artık İstanbul'dayım. Malum okullar da başladı ve benim okulum da bu haftayla birlikte başlamış oldu T.T Aslında üzgün müyüm,hayır değilim. İçten içe minik bir heyecan da sarmış durumda beni şimdiden. Üniversite'de ki 4. senem de ,bu dönemle birlikte son bulup,mezun olmuş olacağım inşallah😎😍


Dün okulda mini bir toplantı yapıldı staj yerlerimiz hakkında ve yine bir karmaşıklık içerisinde olduğumuz toplantılardan biriydi. Aslında iki farklı yer de  farklı günlerde stajım olacak. Bunlardan ilki RAM' da staj yapacağım ve açıkçası değişik bir tecrübe olacağa benziyor. En değişiği ise formasyon derslerimi aldığım diğer üniversitenin vereceği staj yerinin bir lise olma ihtimalinin olması. Lise ve ders anlatmak mı😑 Siz anladınız gerisini😅


Mezun olacağım dedim ama öyle kolaylıkla da olunmuyor(muş) tabii😠 Bitirme projesiyle baya meşgul olacağım gibi gözüküyor. Bitirme projesi bir deyişle tez gibi de diyebiliriz. Bakalım zaman nasıl geçecek🙊🙉



7 Şubat 2017 Salı

BİR KUŞ OLMAK İSTERDİM




Neden mi?

***

 Aslında çünküsü anlatmakla bitmez.

 O yüzden sınırsız hayal gücünü kullan ve ondan faydalan.

 Benim çünkülerime gelecek olursam..

 İlk başta diyebilirim ki,yeryüzünde ki insan kalabalıklarından kurtulup gökyüzünde kanatlarımla dilediğim kadar özgürce uçabilmek. 

 Bulutların içerisinden geçip,yeryüzüne doğru bir bakış atıp manzaranın keyfini havada süzüle süzüle çıkartmak.

 Hatta şöyle yüksekçe bi binanın en tepesine konup usulca hayatın koşuşturmasına kapılmış olan kalabalığı seyre durmak.

 Sonra bundan sıkılınca daha sessiz bir yer bulana kadar diyar diyar kanat çırpmak.

 İnsanların her canlıya tepeden baktığı bir zamanda,bir kuş olup uçuyor olmama rağmen aynı muameleyi onlara yapmamak.

***

 Bana göre kuşların mutluluğu o kanatlardaki her çırpınış da gizli.



6 Şubat 2017 Pazartesi

PAZAR GÖRÜNÜMLÜ PAZARTESİ



Günaydınlar!! 


Bugün hava o kadar güzel ki bahar görüntüsüne bürünmüş bir şubat ayı hissettim. Sabah kuşların ötüşme sesleri bana bunu hatırlattı😄 Hala Bursa'dayım,nasipse bugün İstanbul yolcusuyum. Bugünle birlikte bana da okul yolu gözükmüş oldu. Çok erken değil mi diyenleri duyuyorum. Evet, erken start verenlerden benim okulda malesef😧


Şimdi son hazırlıkları yapma zamanı.Otobüs saatim yaklaşıyor. Bavul toplamaca işi başlasınn🙉 Sonra ardından ver elini terminal. Terminale  varınca birazcık alışveriş yapmayı düşünüyorum aslında,aklımda olan bu yani bakalımm😇 Malum Bursa'ya gelmişken kestane şekerimizi almadan da dönülmez kii dimi ama😏

Ben şimdi işe koyulayım,herkeslere mutlu haftalarr!!





2 Şubat 2017 Perşembe

1 ŞUBAT ANISINA



Aslında çoktan 2 şubata girmiş bulunmaktayız ve ben bu yazım için 1 şubat anısına diyerek başlamış bulunmaktayım.

Bugün benim için en en anlamlı bi gündü. Neden mi? Çünküü minik sarı civcivimiz Eymencik bizi ziyarete geldii. Eymen teyzemin oğlu olur. Aslında minik dediğime bakmayın siz,her yıl geldiğimde bir yaş daha büyümüş oluyor ve şu an 2,5 yaşında. En yerinde duramayan,peşinden koşturduğu,sürekli istemediği şeyler de''olmas olmas ya da du du (dur dur)'' dediği bir yaştayız. Çocuk gelişimi okuyan biri olarak da onunla ilgilenirken, bir yandan da gelişim evresinin özelliklerini dikkate alıp gözlemleme fırsatım da oluyor. 

Bugün Eymen'le evin içerinde bir o yana bir bu yana koşup durduk. Yeri geldi onunla aynı boy seviyesinde oldum yeri geldi ses tonum adeta küçük bir çocuk sesine büründü,tabii bunlar en çokta onun hoşuna gitti.Ama inkar etmiyorum çocuk bakmak gerçekten zor bir şey.Akşam saatlerine doğru benim pilim çoktan bitmişti ama minik Eymen için aynı şeyleri söylemem tabiki de mümkün olamaz😅 Oturduğumu görünce elimden tutup ''Ge ge'' (gel gel) diyor sonrasında bir bakıyorum saklambaç oyunun içerisindeyiz.😊 Bana göre bir çocuğun en kıymetli ya da altın çağı 0-6 yaş arası geçirdiği dönem. Zaten gelecekte barındıracağı karakter özelliklerinin temellerinin atıldığı en kritik yaş evresi olmakta. 

Yani benim 1 şubatım böyle geçti iyi ki de böyle geçti..





 

BİRPEMBESEVER